Peygamber elçi anlamına gelir.
Dini terim olarak Allah’ın kulları arasından seçtiği, vahiy yolu ile insanlara emir ve yasaklar gönderdiği elçiye peygamber denir.
Peygamberlere iman, imanın şartlarından-dır. Cenab-ı Allah her ümmet için bir peygamber göndermiştir.124.000 peygamberden bahsedilir.
Kur-an’da 25 peygamberin adı geçmektedir.Bunlar:
Adem, İdris, Nûh, Hûd, Salih, Lût, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup , Yusuf, Şuayb, Hârun,Mûsa, Dâvud , Süleyman, Eyyup, Zülkifl, Yunus, İlyas, Elyesâ, Zekeriya, Yahya, İsa ve Muhammed Aley- hisselamlardır. Bunlardan başka Kur’an ‘da üç isim daha geçer. Fakat onların peygamber mi, veli mi oldukları kesin belli değildir.
Onlarda :Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn’dir.
Peygamberlerin bir kısmı Nebi , bir kısmı da Rasûldür.Peygamber efendimiz hem Nebi hem de Rasûldür.
Daha önceki peygamberin vahyini devam ettirene Nebi denir. Kendisine yeni bir din ve kitap gelene de Rasûl denir.
Peygamberlerin tamamı erkektir. Kadın peygamber gönderilmemiştir. Kadın evliyalar vardır ve kadınlar hep peygambere yardımcı olmuşlardır.
Kur’an’da bildirildiğine göre “Her millete pey-gamber gönderilmiştir.” (Fatır:24)
Peygamberlere imanın, nasıl olacağını
Kur’an şöyle haber verir:
–“Peygamber Rabbı tarafından kendisine indirilene iman etti ,müminler de iman ettiler. Her biri Allah’a, meleklerine , kitaplarına , peygamberlerine iman ettiler.Allah’ın peygamberlerinden hiç biri arasında ayrım yapmayız. İşittik , itaat ettik. Ey Rabbımız affına sığındık, dönüş sanadır.” dediler. (Bakara:285)
–“Allah’ı ve peygamberi inkar edenler ve inan -ma hususunda Allah ile peygamberi birbirinden ayırmak isteyip , bir kısmına iman ederiz, ama bir kısmına inanmayız diyenler ve bunlar iman ile küfür arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu ? İşte kafirler bunlardır ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.” (Nisa:150-151)
Müslüman peygamberleri, iman yönü ile hiç birini diğerinden ayırmaz .Hz. Adem’e de Hz. İsa’ya da iman eder. Hz.Adem’i anasız babasız ,Hz. İsa’yı da babasız, peygamber (as) ‘ı hem ana hem de babadan dünyaya getirdiğine inanır.
Peygamberler, diğer insanlardan farklıdır. ”Onlarda bir insandı“denilip geçilemez.Evet onlarda bir insandır,ama insanlar arasından seçilmiş,korun- muş daha üstün kimselerdir.
Peygamberler, görevleri itibariyle de diğer insanlardan farklıdır. Peygamberler hep bozulmuş toplumlara gönderilmiştir. Allah onlar vasıtasıyla kullarını uyarmış ve doğru yolu göstermiştir.
Kendilerine gönderilen peygamberlere uyanlar kurtulmuş ,uymayanlar ise helâk olmuşlardır.
Sözlerin en güzeli,“Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah“ sözüdür.
Cenab-ı Allah , son anda da böyle demek nasip etsin. İnşallah.
PEYGAMBERLİK
A-SIFATLARI :
Peygamberlerde bir insandır, ama görevleri icabı diğer insanlardan farklı ve üstün bir takım sı- fatları vardır. Bunlar:
1.EMANET :Güvenirlik,emin,dürüst,emanete hıyanet
etmemek.Peygamberimize “ Muhammedül emin ” lakabını düşmanları takmış,ve kimse ona “yalancı” diyememişti.Onu gören : “ Bu yüz yalan söylemez” diyordu.
2.SIDK :Doğru olmak.
3.FETANET :Zeki, uyanık olmak, akıllı davranmak.
4.İSMET :Temiz, günahsız olmak.
5.TEBLİĞ :Allah’tan gelen vahyi aynen bildirmektir. Yoksa görevini yapmamış olur. (Mâida :67)
Peygamberler, her yönü ile seçilmiş ,üstün kimselerdir. Peygamberlerin arasında da Muhammed Mustafa (as) , peygamberler peygam- beridir. Ahir zaman peygamberidir.Cenab-ı Allah : “Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım” buyurmuş- tur.
O, Rasül –üs-Sekaleyndir. Alemlere rahmet olarak gönderilmiştir.
B-HER PEYGAMBERİN MESLEĞİ VARDIR:
Peygamberlerin her birinin bir mesleği var -dır ve kendi alın terleri ile geçinmişlerdir.
Peygamberimiz : “Allah hiç bir peygamber göndermedi ki, koyun çobanlığı yapmış olmasın.” buyurur.
–Sende mi ya Rasûlullah ? denilince,
– Evet bende bir süre ücret mukabili Mekke ehline koyun güttüm.” (K.Sitte: 6/493) demiştir.
– “Musa,koyun çobanı iken peygamber oldu. Davud koyun çobanı iken peygamber oldu. Bende koyun güderken peygamber oldum.”(K.Sitte : 6/493) buyurmuş, hayvan gütmeyenin insan yönetemeyeceğini ifade etmiştir.
– İdris peygamber , terzilik yaptı.
– Davud peygamber demircilik yaptı.
Allah’ın sevgili kulları hep alın teri ile geçin- miş , yaptıkları işten dolayı ücret istememişler, al- mamışlardır.
Allah Rasûlü , ikramların bile hepsinden yememiştir. Ölürken de hurmalıklarını vakfetmiş, miras bırakmamıştır. En son 7 dirhemi vardır.Onu da yoksullara dağıtmıştır.
C- PEYGAMBERLER TEKNİKTE DE ÖNDER OLMUŞLARDIR:
Peygamberler sadece dini tebliğ etmemiş, dünya saadeti ve maddi ihtiyaçlar içinde rehber ve yardımcı olmuşlardır.
Bazılarına göre insan,maymundan gelmiştir. Bugünkü bilgileri hep tecrübe ede ede elde et-mişlerdir. Bize göre insanın atası Adem (as)’dır. Adem’de ilk peygamberdir, kendisine vahiy gelme-miştir.Allah, ona lazım olan,bilmesi gereken şeyleri öğretmiştir.
Peygamberler yaptığı işlerle bir sanatın doğmasına neden olmuşlardır. İdris , kumaştan elbiseyi , Dâvut demirciliği, Yusuf saatçiliği, Nûh gemiciliği öğretmişlerdir.
D- GÖREVLERİ :
Başta görevi tebliğdir ;dini anlatmaktır.
Kur’an’da :
1- “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit , bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.”(Ahzab : 45)
2-“Allah’ın izniyle bir davetçi ,bir nur saçan kandil olarak gönderdik.” (Ahzab : 46)
3- Peygamber,Allah’ın hidayet ettiği kimsedir. Deki: “Ben peygamberlik görevim için sizden bir ücret istemiyorum.” (Enam :90)
4-“Peygamberlerin üzerine tebliğden başka bir şey düşmez.”(Nahl :35) Hidayet Allah’tan.
5-“Eğer size tebliğ edileni yalan sayarsanız, bilin ki sizden bir önceki bir çok millet de kendilerine tebliği edileni yalan saymışlardır.Peygambere düşen yalnız açık bir tebliğdir.”(Ankebut: 18) buyrul-muştur.
Peygamber Allah’a kulluğu öğretir.Emir ve yasakları bildirir.Yol gösterici ve öğreticidir. Rehber dir , önderdir.
Peygamberler uyulacak, peşi sıra gidilecek kimselerdir.
Cenab-ı Allah, kıyamet günü soracak :
–Ben size peygamber göndermedim mi ?
–Evet gönderdin.
–Peki niye uymadın ? diyecek.
Peygambere uymamanın bir mazereti ol- maz.Peygamberler insanları şirkten uzaklaştırarak, Allah’ın varlığına , birliğine ve insanları iki cihan saadetine çağırırlar.
Peygambere itaatte de“Ben önceki peygam- bere uyarım.” denilemez.Bir vatandaş “Ben daha önceki yöneticiye uyarım , daha önceki kanunlara uyarım.”diyemediği gibi ;“Ben İsa peygambere uya-cağım.”denilemez.
Peygamberin emir koyma yetkisi vardır. Kur’an’da şöyle buyrulur :
–“Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten men eder ; onlara temiz şeyleri helal , pis şeyleri haram kılar.” (A’raf: 157)
–“Peygamber , size ne verdiyse onu alın. Size ne yasakladıysa ondan da sakının.”(Haşr :7) buyrularak, peygambere uyulması ,onun söyledikleri -nin reddedilmemesi bildirilmiştir.
E- PEYGAMBERE İHTİYAÇ :
İnsan, Cenab-ı Allah’ı, aklı ile eserden müessire giderek bulmak ve iman etmek zorundadır.
Allah’a kulluk görevini nasıl ,ne şekilde niçin yerine getireceğini bilemez.Bunu peygambere gelen vahiy ve peygamberin kılavuzluğu ile öğrenir.
Peygambersiz iyi, kötü ayırt edilemez.
İnsanların sorumlu tutulup mükafatlandırı -lıp, cezalandırılabilmesi için peygamberin gelmesi lazımdır.Yoksa kul “ ben ne bileyim ? “der. Mazeret beyan eder, sorumlu olmaz.
Kur’an’da :“Müjdeleyici ve sakındırıcı olarak peygamberler gönderdik ki , insanların peygam berlerden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın ! “(Nisâ : 165)
İnsan dünyayı ve bazı şeyleri aklı ile kav- rayabilir. Ama göremediği şeyleri ; ahiret alemini bilemez ,kavrayamaz. Çünkü bu bilgiler akıl yoluyla değil, vahiy yoluyla öğrenilir. Onun için her milletin peygamberi vardır. Kur-an’da :
–“Her ümmetin bir peygamber vardır. Peygam -berleri geldiği zaman aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.” (Yunus :47) buyrulmuştur. Peygamberimizin peygamberliği kıyamete kadar geçerlidir.Çünkü o, ahir zaman peygamberidir.
Peygamber, Allah’ın kitabını açıklar. İnsanlara doğru ve yanlışı öğretir, mutlu olmanın yollarını gösterir.
F- PEYGAMBERLERİ AYIRMAK :
Peygamberimiz :“Peygamberlerin birini diğe- rinden ayırmayın ,üstün tutmayın.”(K.Sitte :12/182) derken ; Kur’an’da : “Allah’ın peygamberlerinden hiç biri arasında ayrım yapmazlar.” (Bakara : 285) buyrulmuştur.
Nisâ : 150 “ Bir kısmına iman ederiz, ama bir kısmına inanmayız “ diyenler , imanla küfür arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu ? İşte bunlar kafirlerin ta kendileridir.” Bu ayetlere göre imanda bir ayrım yapılmayacağı bildirilmiştir.
Ayrıca :
–Peygamberlerin hiç biri küçümsenmeyecek.
–Hiçbir peygamberin görevi , tebliği basit görül- meyecektir. Cenab-ı Allah şöyle buyurur :
–“ O peygamberlerin bir kısmını üstün kıldık. Allah , bir kısmı ile konuşmuş , bazılarını derece olarak yükseltmiştir. ”(Bakara:253)
Mesela ;Musâ (as)’ la konuşmuş, peygamberimizle konuşmuş ve miraca yükseltmiştir.
G- AHİR ZAMAN PEYGAMBERLERİNİN ÜSTÜNLÜKLERİ :
Kur’an’da :” O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş ,bazılarını da derece derece yükselt -miştir.” (Bakara : 253) Demek ki arada fark var.
–“Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz…” Bu ümmet hayırlı ise elbette peygamberleri de hayırlıdır. (Nisa : 110)
–“Biz seni bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.”(Sebe: 28) Bütün insanlığa gön -derilmiştir.
İslâm en mükemmel dindir.(Mâida :3)Elbette onun peygamberi de en mükemmeldir.
Peygamberimiz belirli bir topluma , belirli bir zaman için değil ,bütün insanlığa kıyamete kadar peygamber olarak gönderilmiştir. Yeryüzünde hiçbir insan onun kadar sevilmemiştir.
Allah ona “Habibim” demiştir. O, en büyük insandır.
O, Rasül’üs –Sekaleydir.
Yalnız ona şefaat hakkı verilmiştir. Diğerlerinin “ nefsi nefsi “ diyerek kaçıştığı günde ; O,“ ümmeti ümmeti ” diyecektir.
Ona miraç nasip olmuştur.
Peygamberimiz (as) şöyle buyurmuştur :
– “Bana diğer peygamberlerden farklı 5 şey verildi :
1.Onlar kendi kavimlerine gönderildi. Ben ise insanlığa.
2.Bana ganimet helal kılındı.
3.Yeryüzü bana mescit kılındı.
4.Bir aylık uzaktaki düşmanın içine düşen bir korku ile yardıma mahzar oldum.
5.Bana şefaat etme yetkisi verildi. (K.Sitte :12/194)
Peygamber efendimiz Kelime-i tevhid’te ve kelime-i şehadette ,Cenab-ı Allah’ın adı ile beraber anılmıştır.
Adem peygamber ,hatasından dolayı cennetten çıkarıldıktan sonra dua ederken :
–”Ya Rabbi, Muhammedin hakkı için beni bağışla.” demişti. Sen onu nereden biliyorsun diye sorulduğunda şu cevabı verdi :
–“Ben yaratılınca başımı kaldırdım, gökte Lailahe illallah Muhammeden Rasulullah “ yazılı idi.”
O, peygamberler peygamberidir. Cenab-ı Allah: “Sen olmasaydın , alemleri yaratmazdım. ” buyurmuş, onun diğer peygamberlerden farklı olduğunu bildirmiştir.
H- PEYGAMBER GÖNDERMEDEN ALLAH SORUMLU TUTMAZ :
–“Biz hiçbir memleketi öğüt vermek üzere gönderdiğimiz uyarıcı peygamberi olmadan yok etmemişizdir. Biz zalim değiliz. “ (Şuara : 208-209)
–“Bir memlekete peygamber göndermedikçe helâk edici değiliz.” (Kasas : 59)
–Bize gelmedi,biz sorumlu değiliz denemez. Peygamberimiz bütün insanlığa, ahir zaman peygamberi olarak gönderilmiştir.
–Tebliği noksansız bize ulaşmıştır.
–O , bize “ümmetim” demiştir.
–Ayrıca Kur’an’da son peygamber olduğu bildirilmiştir.
Peygamberlerde sorumludur.Kur’an’da şöyle buyrulur:
-“Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz .” (A’raf : 6)
Onun için peygamberimiz,“Tebliğ ettim mi?” diye üç defa sormuş ve “Evet “ cevabı almıştır.
I- PEYGAMBERDEN BAŞKASINA VAHİY GELMEZ:
Allah ,“Hayvanlara vahyettik “diyor. Bu sevki ilahidir, iç güdüdür. “ Hayvanlara vahyediliyorsa, Allah bana niye vahyetmesin? “denilirse , bu yanlış olur.
–“Allah’a karşı yalan uydurandan, yahut kendisine hiç bir şey vahyedilmemişken “ Bana vahyolundu ” diyenden daha zalim kimdir ?” (Enam :93) buyrularak esaslı bir uyarı yapılmıştır.
Allah’tan ancak peygamberlere vahiy gelir. Onun gönlüne doğar, aklına geliverir.O,yönlendiri -liverir. Bu vahiy değildir.
İtikadı düzgün olmayana da şeytan, vesvese verir, fısıldar.
İ- PEYGAMBERLER GÜNAH İŞLEMEKTEN KORUNMUŞTUR :
Peygamberler korunmamış olsaydı, yalan söylerlerdi.Yalan söyleyende peygamber olamazdı.
Ancak peygamberler bazı küçük hatalar işlerler, işlemişlerdir. Buna zelle denir. Bu insan olmanın zaafıdır.
Onlarda bir beşerdir.Tabii ki onlarında zaaf-ları vardır. Adem (as) , “Bu ağaca yaklaşma” (Taka: 121) şeklindeki Allah’ın emrine karşı hata yapmıştır. Unutarak yemiştir. Musa (as),Firavun’un adamlarından birini istemeyerek öldürmüştür.
Peygamberlerle veli kulların zellesi , Allah’a yaklaşmaya vesile olur. Hatadan Allah’a kaçar, hata eder, tevbe istiğfar edip Allah’a daha çok yaklaşır. Atalarımız : “ Hatasız kul olmaz. ”demişlerdir.
Peygamber(as)‘da Abese suresiyle uyarıl- mıştır. Amâ olan Ümmü Mektum (ra), peygamber tebliğ görevi yaparken içeriye girmiş : ” Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret.” diye seslenmiş. Allah Rasûlü o anda meşgul olduğu için yüzünü ondan çevirmişti. Allah’ta bu davranışın uygun olmadığını bildirmişti. (Abese: 1-20)
Allah,peygamberlerini günahtan korumuştur. Yusuf’u Züleyha’nın tuzağından (Yusuf:24) koruduğu gibi.
Peygamberler daha önce de küfür türünden günah işlememişlerdir. Peygamberimiz, içki içmemiş, puta tapmamış ve zina etmemiştir. Büyük günahlara bulaşmamıştır.
Peygamberimiz,iki defa düğüne gitmek istemiş, uyuya kalmıştır.
Kâbe’nin tamirinde omzunu korumak için taşın altına elbisesini koymuştu, ayağında açılma olmuştu. Bir ses onu uyardı. “Açma! “ dendi, peygamberimiz düştü,bayıldı.
Peygamberin ,bir sıfatı da “ismet ” yani günah işlemezdir.
Peygamberimiz ,cahiliye devrinin kötülüklerin- den korunmuştur. Korunmasaydı güven olmaz, saygı gösterilmezdi. Ve peygambere inanılmazdı. Vahiy emanetini muhafaza edemezdi.
Bugün onun için “ yanlış söyledi.” , ” yanlış yaptı. ” denememiştir. Onu gören “ Bu yüz yalan söylemez. ” demiştir.
Doğruluğu, dürüstlüğü ile “Muhammedül-emin” lakabını almıştır.Kimse ona “yalancı” diye-memiştir.
Araplara: ” Size bir şey söylesem , bana inanırmısınız? “ deyince , ” Bugüne kadar senden yalan işitmedik. ” cevabını almıştır.
Hz. Ebu Bekir’e “ Miraca çıktım diyor ne dersin ?” denilince “ O , ne derse doğrudur.” demiş. Sıddık lakabını almıştır. Ebu Cehil bile :” Yemin ederim o,hiç yalan söylemedi.” İtirafında bulunmuştur.
J- PEYGAMBERLER MUCİZE GÖSTERİR:
Mucize, aciz bırakmak demektir.
Allah ,peygamberlerini davalarında desteklemek üzere onlara güç vermiştir. Bu güce mucize denir.
Bu iş ,Allah’ın izniyle olur.
Her farklı ve o,devrin özelliklerine göre muci-zeler verilmiştir.
Meselâ ; Hz. Musa (as) zamanında sihir meşhurdur. Allah ,ona yılan olan bir asâ vermiştir. Sihirbazların bütün sihirleri için kullandıkları urganları yutmuştur. Bunun karşısında bunun sihir olma- dığını gören sihirbazlar, Musa(as)’a iman etmişler- dir. (A’raf : 121-122)
İbrahim’in ateşe atılması ateşin yakmaması.
(Enbiya : 58-69)
Hz. İsa ,zamanında Tıp ileridir. Allah, ona da körleri iyi etme,ölüleri diriltme mucizeleri vermiştir. (Al-i İmran: 49)
Davut peygamber zamanında musikî ileridir. Hz.Süleyman’ın kuşlarla konuşması.(Neml : 20-28)
Peygamberimiz zamanında güzel söz söyleme, şiir yazma gelişmişti. Kur’an , mucize olarak verildi. Arap şairleri aciz kaldı. ( İsra :88 ) Kâbe duvarına astıkları şiirleri kendi elleriyle indirdiler.
- Mucize Allah’ın izniyle olur. Peygamber gösterir.
- Mucize bilinen olaylara benzemez. Olağanüstü olaylardır.
- Allah’ın bir desteğidir.
- Karşı tarafı aciz bırakan olaydır.
Peygamberimizin meşhur mucizeleri şunlardır :
–Lafzı ile de manası ile de en büyük mucize KUR’AN-I KERİM’dir. (Bakara: 23)
–Akıllara durgunluk veren miraç olayı, fizik kanunlarını aşan bir olaydır. (İsra : 1)
–Müşrikler,“Doğru söylüyorsan ayı, ikiye böl de görelim.”dediler.Ay ikiye bölündü. (Kalem:1)
(Buhari Menakıp :27)
–Suyun az olduğu bir andı. Peygamber (as) suya elini koydu, parmaklarının arasından su fışkırdı, oradakilerin hepsine yetti.
–Hicret olayında sütü kesilmiş koyunu sağması,
–Hendek savaşında az bir yemeğin herkese yetmesi,
–Daha önce hutbe okurken dayandığı hurma kütüğünün minber yapılınca ağlaması. (Buhari Menakıp :25)
– Ağacın, taşların Kelime-i Şehadet getirmesi. Ebu Cehil, eline bir şeyler gizlemiş, ” Bunların ne olduğunu bil.” demişti. Peygamber (as) ,onların ne olduğunu ben mi söyleyeyim,onlar mı söylesin ?” deyince ; onlar söylesin demiş , taşlar şehadet getirince de çarpmış inanmamıştı.
– Hayberin fethinde yahudi kadın, eti zehirlemişti. Et zehirli olduğunu haber verdi. (Buhari, Tıb : 55)
Bu olaylar Peygamber (as)’ın en büyük mucizelerindendir.
Bir de keramet vardır.Allah’ın veli kullarına bir lütfu ve ihsanıdır. Kur-an’da veli kullar için müjdeler vardır. (Yunus:62-64 + A’raf:196)
–Veliler,Allah’ı hatırlatan kimselerdir.(Fetih : 29)
–Velilerin kerameti haktır.
–Kur’an’da keramet örnekleri vardır.
( Al-î İmran : 37 ) ( Zekeriya’nın her gelişinde Meryem’in yanında yiyecek bulması anlatılır.)
–Ashab-ı Kehfin 309 yıl sonra hayata dönüşü. (Kehf:9-12)
–Mağarada sıkışan üç gencin kurtuluşu. (Buhari İcaze:12)
–Süleyman peygambere Belkıs’ın tahtını getiren Asaf, Salih ,veli bir kuldur. (Neml : 38-40)
–Hz. Ömer’in :” Ya Sariye, dağa, dağa ” deyip yüzlerce kilometrelerce ileriye seslenmesi, İslâm ordusunun dağa çıkıp kurtulmaları keramettir.
Daha sonra ki salih ve veli kullarında kera- metleri görülmüştür.
–Mucize ile keramet birbirine karıştırılmamalıdır.
–Keramet sahibi kerametini çoğu zaman bilmez.
–Kerametlerde Allah, veli kullarını destekler, sevdiği kulları yalancı çıkarmaz.Üstün kılar,yüceltir.
K- PEYGAMBERİMİZ ÜMMİDİR :
O, okuma yazma öğrenmemiştir. Kimseden ders almamıştır.
Onun hocası , Cebrail’dir.
Eğer birinden ders almış olsaydı.”Onu ben okuttum, bildiklerini ben öğrettim.” derdi.
Eğer okuma yazma bilseydi, “Kur’an’ı O , yazdı, o uydurdu.” derlerdi.
Ümmi olmasına rağmen, en büyük mucizesinin
Kur’an oluşu şüphelere meydan bırakmamıştır. Kur’an’da :
–“ O, ümmi Peygamber “denmiştir.
–“ Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardı.Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı.” denmiştir. (Ankebut :48)
L- PEYGAMBERİN EVLİLİĞİ :
İslâm Peygamberi,şehvet düşkünü bir insan değildir.Öğle olsaydı, yirmi beş yaşına kadar bekar kalmaz ; elli yaşına kadar da kendisinden on beş yaş büyük olan,dul Hz. Hatice ile evlenmez, onunla yalnız yaşamazdı. Cazip teklifleri kabul ederdi.
Şehvetine düşkün olsaydı , Cenab-ı Allah ona “Habibim “ der miydi? Onu peygamber olarak gönderir miydi ?
Birden fazla evliliği o, icat etmemiştir.O,sınırsız evliliği sınırlandırmıştır.Önce dörtle sınırlandırmış, sonra da ağır şartlar koyarak tek evliliğin ideal evlilik olduğu vurgulanmış ve “Bir tane ile yetinin.” buyrulmuştur. (Nisa :3)
Hz. Peygamber, kendisi ile evlenmek için can atan , ihtiyar belki bir daha görmeyeceği kadınla nikaha razı olmuştur. İhtiyar kadın, nikah sevincinden oracıkta ruhunu teslim etmiştir.
Bir kadının istediği kadar erkekle evlendiği, evliliğin kendi kızı veya kız kardeşi ile sürdürüldüğü o zaman da Allah Rasûlüne kimse söz söyleyeme -miştir.
Bugünde kiminle yaşadığı belli olmayan metres hayatı yaşayanların,peygambere dil uzattığı görülmektedir.
Şunu da ifade edeyim ki ,Hz.Aişe ile evlen- diğinde, Hz. Ebubekir’in teklifi ile ve 17yaşında iken evlenmiştir.
M- HZ. PEYGAMBERE İTAAT :
Peygambere iman kadar, peygambere uy-mak,itaat etmek de şart.Ona itaati Allah emrediyor. Kur’an’da :
1- “Kim Rasüle itaat ederse , Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa :80)
2-“Doğru yol belli olduktan sonra kim peygambere karşı çıkar ve mü’minlerin yolundan başka yola giderse,onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız ,o ne kötü bir yerdir. (Nisa: 115)
3- “Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış erkek ve kadına o, işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzâb :36)
4- “O ümmi peygamber,onlara iyiliği emreder, onları kötülükten men eder.Onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar.” (A’raf :157)
Peygambere uymayan pişman olacak, elle- rini ısıracak. (Furkan:27)
Hz. Peygamber :”Bir zaman gelecek ki , insanlar , günaha girmeden geçinemeyecekler. Bu zaman gelince kaçın. ” Ashab :
– Nereye ?
–Allah’a , kitabına ve benim sünnetime. (Ramuz:504/6)
* “Sünnetime yapışan,cennete girer.”
(Siret Ans:6/79)
* ”Ortalık bozulunca sünnetimle amel eden, ayrılmayana yüz şehit sevabı vardır.” (A.Hamdi Akseki İslâm:32) buyurarak kendisine itaatin gereğini ifade etmiştir.
N- BAZI İDDİALAR :
a) Bazılarının iddia ettiği gibi peygamber (as)’a uymak, itaat etmek Allah’ın emridir, şirk değildir.
– “O da bir insandı, vazifesini yapmıştır.” deniliyor. Kur’an, ona uymayı emrediyor.
– “Allah’a peygambere itaat edin işlerinizi boşa çıkarmayın.” (Muhammed: 33)
– “Peygamber size ne getirdiyse onu alın, sizi neden men ederse, ondan kaçının.”( Haşr :7 ) diyor Kur’an.
– “Allah’la kul arasına sokulmuş olur, şirktir.” deniliyor.
–“İki sevgi bir arada olmaz.”deniliyor. Allah“ Rasûlümü sevin, ona uyun ,ona salâvat getirin.” diyor, neden şirk olsun?
O’na ait herhangi bir şeyi kutsal bilmek, saygı göstermek de şirk olmaz.Musa’nın asâsına, pey- gamberin emanetlerine ve sakalına saygı göstermek gibi.Bu tapınmak değildir.Saygıdan, sevgidendir.
b) Sakal-ı Şerifi Öpmek Şirk Mi ?
Sakal-ı şerifi öpmek, ilgi, sevgi ve bağlılığın ifadesidir.
Sakal-ı şerif, Allah Rasûlüne ait bir parça olduğu için saygı duyuyoruz.
Hz. Peygamberin , Topkapı Sarayı’ndaki emanetlerine saygı duymak, kendimizden geçerek seyretmek, tapınmak değildir.
Biz peygamberin sakalından veya emanet- lerinden bir şeyler beklersek ; Allah’ı bırakarak ona yönelirsek, o zaman şirk olur.
Bir de kalbinde eğrilik olanlar, sakal-ı şerifi öpmenin şirk olduğunu kabul ettiremezlerse : ”Canım bu peygamberin sakalı değil ki, her camide var;yeni yapılıyor onda da var.”diyor,şüphe sokmaya çalışıyor.
Şunu açıkça ifade edelim ki ,23 yıl peygamberin sakalı her tıraş oluşunda kapışılmış ; yere düşürülmemiştir. Yeni yapılan camide de oluşu, başka camilerde ve şahıslarda olan birden fazla sakalın o camiye verilmesidir.
Camilerdeki sakallar velev ki peygambere ait olmasa bile biz, peygamberin niyeti ile saygı gösteririz. Kırk bohçaya sararız, salâvatla açar salâvatla kapatırız. Bu peygambere çok düşkünlü -ğümüzdendir.
c) Bazıları “Peygamber Kadınları Sevmezdi” Diyor:
Bu asla doğru değildir. Peygamberi yıpratmak için bir oyundur. Dünyadaki Müslümanlar arasında ben öyle zannediyorum ki,Allah Rasûlünü kadınlar daha çok seviyor.Bu neden ?
Allah Rasûlü, kız çocuklarının diri diri gömül- mesine karşı çıkmıştır.
– “İlim öğrenmek kadına da erkeğe de farzdır.”
– “İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittirler.”
– “Üstünlük takvadadır.” buyurmuştur da ondan.
O, hayatında kadın erkek ayrımı yapmamış- tır.Kadının uğursuz olmadığını her vesile ile haykır- mıştır.Dövülmesine her zaman karşı çıkmıştır.
Bu konuda:
– “ En hayırlınız ,kadınlara karşı hayırlı olanı-nızdır.”
– “ Kadınlarını döven kimseler ,hayırlı kimseler değildir.” buyurmuştur.
Kadınlarını döven zalim erkeklere,“Akşam ne yüzle aynı yatakta yatacaksınız ?” demiştir.
Bu durumda tabi ki kadınlarımız , erkeklerden daha fazla kendilerini seven peygamberi seve- ceklerdir.
Allah : ”Sizin sıkıntıya uğramanız , ona çok ağır gelir. O ,size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatli,çok merhametlidir.” (Tevbe:128) buyur- muştur.
Peygamber (as) kız çocuğu olup da onu iyi yetiştiren için müjdeler vermiştir.
Çocuklar arasında “Eğer ben birisini üstün tutacak olsaydım,kızları üstün tutardım.”buyurmuştur.
Peygamberimiz yola çıkacağı zaman kızı Fatıma’yı görür, alnında öper öyle çıkardı. Kızı yanına gelse ayağa kalkar , alnından öperdi,ona saygı gösterirdi.
d) Peygamber (as) Çocukları Sevmez miydi?
Peygamberimiz çocukları çok sevmiş, onların yetiştirilmesi ,eğitilmesi üzerinde çok durmuştur.
Çocukların yetiştirilmesini sadaka-i cariye olarak kabul etmiştir.
Kimsesiz çocuğa,“ Benim baban, Aişe’nin anan , Hasan’la Hüseyin’in kardeşlerin olsun
istemez misin ?” diyerek sahip çıkmıştır.
Hz Enes (ra)’ı ve torunlarını çok sevmiştir.
Karşılaştığı her çocuğu sevmiş ve onun için dua etmiştir.
Çocukların rızkını temin etmeyi cihat sevabı vaat etmiştir.
Çocuklara,beddua edilmemesini sıkıca tav-siye etmiştir.
Çocuklara ,güzel örnek olur ve “güzel örnek olun. ” demiştir.
Çocuklar konusunda birkaç hadisini nakledelim :
Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:
1- “ Eğer süt emen çocuklar ve yaşlılar , otlayan hayvanlar olmasaydı,üzerinize azap sel gibi inerdi.”
2- “Çocuklarınızı öpün; her bir öpücük için cennette bir derece verilir.”
3- “Çocuğun yaramazlığı akıllı olduğuna işarettir.”
4- “Her doğan İslâm fıtratı üzerine doğar.”
5- “Çocuklarınızı üç sevgi ile yetiştirin, Kur’an sevgisi, Peygamber sevgisi ve Ehl-i beyt sevgisi.”
6- “Yedi yaşına geldiklerinde çocuklarınıza namaz kılmayı öğretin.”
7-“Çocuklarınızı dövmeyiniz.”
Bütün bunlar Peygamber (as)’ın çocukları çok sevdiğini gösterir.
Ö- BAŞKA PEYGAMBER GELECEK Mİ ?
a) Peygamberimiz Son Peygamberdir :
İslâm peygamberi , Hatem’ül Enbiyadır.Ondan sonra ne Nebi ne de Rasûl gelmeyecektir. Kur’an’da ifade şöyle :
* “Muhammed , Allah’ın Rasûlü ve pey-gamberlerin sonuncusudur.” (Ahzâb:40)
Peygamberimizin peygamberliğinden sonra biraz da İsa’ya ,Musa’ya uyulmaz, onların peygamberliği sona ermiştir.Kıyamet kopmadan İsa pey- gamber ,peygamberimize inen vahye tabi olacaktır. Ayrıca peygamberimiz miraca çıkarken bütün peygamberlere namaz kıldırmıştır.
Hz Peygamber, ahir zaman peygamberidir. Rasül’üs – Sekaleyndir. Mesajı kıyamete kadar devam edecektir.
Vahiy peygamberimizle sona ermiştir. (Mâida :3)
O, peygamber halkasının sonuncusudur.
b)Yalancı Peygamberler Gelecektir:
Peygamberimizin gördüğü sevgi, ilgi ve iltifat , bazı kimseleri yalan söylemeye yöneltmiştir.
Peygamberimiz:”Otuza yakın yalancı pey- gamber çıkmadan kıyamet kopmaz.” buyurmuştur. (Siret Ans: 6/357)
Kaynakların haber verdiğini göre bugüne kadar yirmi beşin üstünde Nebilik,Rasûllük iddiasında bulunan , peygamber olduğunu söyleyen kimse gelip geçmiştir.
Bunlardan Abbasiler zamanında biri pey-gamberliğini ilan eder. Namazları üç vakte indirir, dinde reform yapar, cazip şeyler söyler etrafında bir takım insanlar toplanır.Halife ordusu ile üzerine yürür. Yalancı peygamber adamlarına der ki :
–“Halife ve ordusu gelirken, ellerinizi yere koyup anırın.” der.Halife yaklaşınca :
–“Peygamberlik iddiasında bulunan kim ? ” der. Adam:
–“Benim” diye öne çıkar. Halife :
–“Be adam sen bilmez misin ki, son peygamber Muhammed (as)’dır.”
–“Bilmez olur muyum.O, insanların peygamberiydi, ben ise bunların peygamberiyim.” diyerek dört ayaklı olmuş, anıranları gösterir.
Peygamberimiz(SAV) ,Cenab-ı Allah’ın gön- derdiği peygamberlerin sonuncusudur. Kur-an’da : “Allah’a karşı yalan uydurandan,kendisine bir şey vahyolunmamışken : ” Bana vahyolundu.” diyen kimseden daha zalim kimdir?” (En’am:939) diye bir uyarı vardır.
Bir hadislerinde de Peygamber (as) şöyle buyurur:
–“Ümmetimden bazı topluluklar müşriklere iltihak edinceye kadar ve putlara tapıncaya kadar kıyamet kopmayacaktır. Ümmetimde otuz kadar yalancı çıkacaktır ki, bunların her biri peygamber olduğunu iddia edecektir.Halbuki ben, peygamberlerin sonuncusuyum ve benden sonra peygamber yoktur.”
Bir hadislerinde de:”Allah benimle küfrü izale edecektir. Ben son peygamberim , benden sonra hiçbir kimse peygamber olmayacaktır.” (Siret Ans: 6/355) buyurarak peygamberlik kapısının kapandığını bildirmiştir.
P- ALLAH VE PEYGAMBER GÖRÜLEBİLİR Mİ?
a) Allah’ı Görebilir Miyiz? :
Cenab-ı Allah, şekilden, mekandan münezzeh olduğu için hiçbir kimsede,hiçbir yerde tecelli etmez.
A’raf Sûresi’nin 143. ayetinde, Musa (as)’ın Rabbini görmek istediği , kendisine Allah’ın: “ Sen beni göremezsin , şu dağa bak.” dediği ve dağın paramparça olduğu; Musa (as)’ın bayıldığı ve ayıldığı zaman tevbe istiğfar ettiği haber verilmiştir.
İnsanın göz yapısı , Allah’ı görecek yapıda değildir.
En’am Sûresi’nin 103.âyetinde:“O’na gözler erişemez.” buyrulur.
Hz. Peygamberin bildirdiğine göre; mü’minler, Allah’ı cennette göreceklerdir.
Kıyamet Sûresi’nin 22-24.ayetlerinde:”O günde yüzler parlak olduğu halde Rabbine bakacaktır. Nice yüzler de o gün somurtup kaçacaktır. ” buyrularak inananların ahirette Allah’ı göreceği, inanmayanların göremeyeceği haber verilmiştir.
Ayrıca peygamberde bir gün dolunay halindeki aya bakıp siz ahirette ,bu ayı gördüğünüz gibi Allah’ı görebileceksiniz.” buyurmuştur. (Riyazüs-Salihin:2/1055)
Hz. Peygamber miraç olayını, anlatırken “Allah’ı gördün mü ? ”denilince peygamber “O, bir nurdur, nasıl göreyim ?” demiştir.Miraçta peygamber baş gözü ile değil , kalp gözü ile görmüştür. Ve “ Allah’ı görmek hiçbir kimseye mümkün ve muvafık değildir.” (K.Sitte:17/1328) buyurmuştur.
Hz Musa (as)’ dan ve peygamberimizden delil getirip, “Biz de Allah’ı neden görmeyelim ?” denirse, onlar peygamberdir. Onlara vahiy geldi, bize de gelir, denilebilir mi?
Osmanlı alimi Ömer Nesefi, şöyle der :
“Rüyada Allah’ı gördüğü iddiasında bulunan kimse puta tapandan daha şerlidir.Zira rüyada görülenler, hayal ve misallerdir.Allah, ise bunlardan münezzehtir.” (Akaid : 90)
“Allah’ı baş gözü ile veya uyanıkken gördüğünü iddia eden sapıktır.( Age: 91)
“Ben Allah’ı uyanıkken gördüm, Allah’tan şifa en emir aldım diyen küfre girer.”(Age:211)
Biz Allah’ı, dünyada değil ahirette göreceğiz. Biri : “Ben gördüm, görüyorum, görülür.”derse, ona şöyle bir soru sormak gerekir:”Allah,mekandan, şekilden münezzeh mi?” Bize “Evet” diyecek. Peki sen nerede ve nasıl gördün? Bir yerde bir şekilde gördüm deyince, Allah’a mekan ve şekil izafe etmiş olmuyor musun ? Bu şirk değil mi?
Allah kimseyi ehl-i sünnet çizgisinden ayır- masın.
Kendini bilen hiçbir büyüğümüz ben Allah’ı gördüm, görüyorum diyerek ortaya çıkmamıştır.
Allah şaşırtmasın…
b) Peygamberimizi Görebilir Miyiz ? :
Çoklarınız küçükken peygamberleri, peygamberimizi rüyalarınızda gördüğünüzü hatırlarsınız. Halâ bazılarımız güzel rüyalar görmektedir.
Büyüklerimizin gördüğü nice nice rüyaları da anlatmaya dinlemeye devam ediyoruz. Meselâ Atıf Hoca, altı sayfalık savunma hazırlar, gece rüyasında “Biz seni özledik, sen hala dünyada kal- mak için mi çabalıyorsun ! “ der Allah Rasûlü. Atıf Hoca, savunma bile yapmaz.Bir Allah dostu rahatsız olur. Rüyada bir dostundan üzüm ister. Mevsimi değildir. Güçlükle bulduğu üzümle gider :
– “Üzüm istediğimi nereden bildin ?” der, üç tane alır. Biraz sonra güzel bir koku duyulur. ” Niçin geldin ? Ya Rasûlallah , niye zahmet ettin. Ben geliyordum.” der, Kelime-i Şehadet getirerek ruhunu teslim eder.
Daha çok, güzel insanlar böyle rüyalar görür.
Peygamberimiz :”Bir kimse beni rüyada görse gerçekten beni görmüş olur.Zira şeytan benim kılığıma giremez.”(Ramuz :421/1)
– “Beni rüyada gören cehenneme girmez.” buyurur. ( Ramuz: 421/3)
Peygamberimizi görmeyi her Müslüman candan arzular ama , çok az kimse görebilir. O’na layık ümmet olmadan, görülmez.
Peygamberimizi görmek için, O’nu çok sevmek lazım,sünnetine son derece bağlı olmak lazım haramlardan, günahlardan kaçınmak lazım, çokça salavat getirmek lazım. Abdestli yatmak lazım. Ve bazı kitaplarda geçen dualar var, onu okumak lazım.(Ahmet Şahin- Dualarımız:127)
Her isteyen de göremez.İsteğine rağmen bir mü’min rüyada göremeyecek olursa, gayreti boşa gitmez.Peygamberimiz onu sevecek,ahirette yakınlık gösterip:
–”Sen, Beni görmek istedin, göremedin. Sana şefaatim vacip oldu.”deyip, şefaat edecektir.”
c) Peygamber Nasıl İstismar Ediliyor ? :
Ortaya çıkışı çok eski. Dedeler zamanında ortaya çıkmış ;torunların elinde elden ele dolaşması istenen vasiyetler var.
Bunlardan biri Şeyh Ahmet’in vasiyetnamesi.
Allah Rasûlünün kabri başında bekleyen bu zat, rüya da insanların kötü hallerini ve kötü akıbetlerini görmüş.Öyle ki, son hafta içinde ölenlerin hepsi imansız gitmiş, yakında tevbe kapısı kapanacakmış.
Kim bu vasiyetnameyi çoğaltıp dağıtırsa, çok para kazanacak , çoğaltıp da dağıtmazsa başına belâlar yağacak , saklarsa uğursuzluklara uğrayacak. Saklayan doktor kaza yapmış, yazıp dağıtan çok para kazanmış…
Bu bir misyoner oyunudur. Sınav zamanında öğrenciler arasında aynı oyun,aynı oyalama, bu da aynısı…
Bunun dini bir değeri ,İslâmî bir bağlayıcılığı yoktur. Bir hafta içinde ölenlerin imansız gidip gitmediğini kimse bilemez. Bir kağıdı dağıtmakla kim zengin olmuş,kim kazaya uğramış?
Bir de peygamber soyundanım, Seyyidim diyerek il il dolaşan kadınlar oluyor. Gerçekten O’nun soyundan biri böyle dolaşıp kendini ilan etmez. Soy, sop ırkçılığını O, yasaklamıştır. Ölçü iman, ölçü takvadır. Ebu Cehil’de , Ebu Leheb’de onun soyundandı. Bu değişik maksatla dolaşanlara dikkat edelim.
Zaman zaman etkili olsun, insanlara mesaj olsun,onlarda uysun diye rüya anlatanlar olmuştur. Görmediği rüyayı anlatmak yalan olur. Bu yalana onun adı karışırsa Allah Rasûlü gücenir. Mesaj verilecekse , peygamberimiz alet edilmemeli; onun adına yalan söylenmemelidir.
Peygamberin tebliğ görevi sona ermiştir. Bize iki şey bırakmıştır: Kur’an ve Sünnet.
Nasıl“Benim ağzımdan hadis uyduran ce-hennemdeki yerini hazırlasın.” buyurmuşsa, pey- gamber adına rüya uydurmak ve anlatmakta aynıdır.
Biri peygamberi gördüm ,şöyle dedi,”Şunu başkalarına duyur.” dedi derse, bu yalan olur. Çünkü Peygamber (as)’ın görevi tebliğdi. Tebliğ sona erdi. Vahiyde kesildi.
R- PEYGAMBERİMİZİN ŞEFAATİ :
Bakara 255+ Enbiya 28+ Taha 109+Tevbe 28. ayetlere göre Peygamberimizin şefaati haktır.
Peygamberimiz :
– ”Rabbım beni ümmetimin yarısının cennete girmesi veya şefaat arasında serbest bıraktı. Ben şefaati seçtim.” (Ramuz: 123/2)
– “Kıyamet gününde peygamberlerin önünde şefaat etmeye yetkili olacağım.” (K.Sitte: 12 / 194) buyurmuştur.
Peygamberin şefaati , inananlara ve şefaat umanlaradır.
Kıyamet gününde diğer peygamberler nefsi nefsi deyip kaçıştığı bir anda ; Peygamberimiz ümmeti ümmeti, diyecektir. Ümmetinden itikadı düzgün olanlara şefaat edecektir. Hesap da peygamberimizin duasıyla başlayacaktır.
Bir hadiste:”İki kişiye şefaatim olmaz ; zalim yönetici ve dinde aşırı giden. ” buyurmuştur.
(Ramuz: 308/9)
Bir günde şöyle anlatmıştır:”Kıyamet günü kendisine şefaat ederken ,zebaniler gelip bazılarınızı tutup tutup götürecek ve cehenneme atacaktır. Ben ise : “Ya Rabbi ! Benim ümmetimden olanları zebaniler götürüyor ”diye Allah’a şikayet edeceğim. Bana denilecek ki :”Ah senden sonra onların neler yaptığını, ne gibi bid’atler uydurduğunu sen bir bilsen ! “
Peygamberimizin şefaatinden ayırma bizi
Ya Rab !
S- PEYGAMBERLERE İMAN KONUSUNDA KÜFRE GÖTÜREN HALLER NELERDİR ? :
*Kur’an’da adları geçen peygamberlerden biri hakkında şüpheye düşmek.”Peygamber olup olmadığını bilmiyorum” demek.”O bizim peygamberimiz değil.” deyip reddetmek.
* Peygamberlerin bir kısmını veya nebiliği sabit olan bir peygamberi inkar etmek.
* Hz. Muhammed’in (s.a.)son peygamber olduğuna inanmamak.
* Peygamberlik iddia etmek.
*“Falan kimse peygamber olsaydı razı olmazdım.” demek.
* Peygamberimizin sünnetlerinden veya hadisle- rinden birini hafife alıp alay etmek. Mütevatir bir hadisi, reddetmek. Yahut , alaya alır tarzda.” Çok dinledik bunları.” demek.
* Peygambere delilik veya sihirbazlık isnat etmek.
* “Peygamber bile olsa , falanın sözünün doğru olduğunu kabul etmem.” demek.
* Oğlunu veya bir başkasını döven kimseye,” Ne olur dövme.” denilince , “Peygamber gelse de “dövme !” dese, veya gökten dövme diye ses gelse yine döveceğim.” demesi.
* Peygamber (s.a.)’e söğmek. Böyle hareket eden mürteddir ve tevbesi de kabul olmaz.
* Peygambere, edebe uymayan söz söylemek.
* Bir ahlâksızlık isnadında bulunmak.
*Dil uzatmak, küçük düşürücü söz söylemek, fıkra anlatmak.
* Şuurlu bir şekilde ben peygamber falan tanımam. O, Arapların peygamberi demek.
* Peygambere uymanın şirk olduğunu iddia etmek. (Ömer Nesefi,Akaid : 212-213)
Sonuç olarak; peygamberler Cenab-ı Allah’ın bizim için seçip gönderdiği kimselerdir.
– Onlara imanda son derece dikkatli olmalıyız.
– Ancak peygambere uyarsak kurtulacağımızı bilmeliyiz.
– Onu çok sevelim,onu tanıyalım,tanıtalım.
– Sünnetine dört elle, azı dişimizle sarılalım.
– Kur’an, sünnet emanetine sahip çıkalım.
– O’na salavat getirelim.
– Memnun olacağı işler yapalım.
– O’nun şefaatini isteyelim.
– O’nun ruhuna hediyeler gönderelim.
Bu yazıyı 1.036 kişi okudu.